31 Mart Salı günü
bir türlü oturup yazamadım. Sabah saatlerinde elektrik kesintisi oldu. Bu iyi
konu olur dedim ama yazamadım.
Elektrik kesintisi
yüzünden telefonun da şarjını bitirmemek için çok internete giremedim. Zaten yoğun
talepten 3G de inanılmaz yavaştı. Arada Whatsapp’a bağlanabildiğimde
arkadaşımın gönderdiği o korkunç fotoğrafı gördüm. Savcı beyin ailesinin ve
sevenlerinin görmemesini dilediğim fotoğrafı. Umarım akşama sağ salim evine
döner diye dua ettiren fotoğrafı.
Gün geçti, eve
ulaştım. Elektrikler geldi filan. Yine yazamadım. Bir türlü oturup yazamadım.
Gece 23:10’da Savcı
Mehmet Selim Kiraz’ın vefatını öğrendim.
Şimdi bunu
yazıyorum. Terörün ne yaptığını görüyorum. Terörün suçsuz insanları öldürüp
ailelerini mahvettiğini görüyorum. Terörün suçsuz ölmüşlerin hatıralarını
kirlettiğini görüyorum. Ben bunların ikisini birden görüyorum.
Berkin’in
yazısını bitirdiğim gibi bitiriyorum ne yazık ki bu yazıyı da. Ne yazık ki bu
sefer Mehmet Selim Bey için yazıyorum aynı satırları:
Sen yaşasaydın, ben seni tanımasaydım, ben bu yazıyı yazmasaydım.
Keşke...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönderme