Hastayım, boğazım ağrıyor. Etrafta salgın varsa mutlaka bana
da bir selam verir zaten. Kambersiz düğün olmaz misali. Bademciklerim badem olmuş,
kulaklarımın yanına taşınmışlar. Elimi kaldıracak halim yok ama şükür ki
parmağımı klavyede gezdirecek kadar var.
İnsanın kendine verdiği sözü tutması en zoru. İnatlaşmasam kendimle
şu anda yazı yazmak için oturmak yerine, yatar konumda olurdum. Televizyon bile
seyretmez gözlerimi dinlendirirdim mışıl mışıl. Ama olsun çok çok memnumum yazıyor
olmaktan.
Hem biliyor musunuz blog dün itibarıyla 1.000 görüntülenmeyi geçmiş. Eğer blogger.com ya da hınzır biri sürekli bloğa girip çıkıp beni kandırmıyorsa; ne güzel yazdıklarımı okuyan var demek. Dünya için son derece küçük ama bir ayı yeni dolduran blog için büyük adım. Bu da demek oluyor ki yine kutlama yapacak bir şey var. Yaşasın bir haftada iki kutlama! Pek şanslı hissediyorum ayıptır söylemesi.
Hem biliyor musunuz blog dün itibarıyla 1.000 görüntülenmeyi geçmiş. Eğer blogger.com ya da hınzır biri sürekli bloğa girip çıkıp beni kandırmıyorsa; ne güzel yazdıklarımı okuyan var demek. Dünya için son derece küçük ama bir ayı yeni dolduran blog için büyük adım. Bu da demek oluyor ki yine kutlama yapacak bir şey var. Yaşasın bir haftada iki kutlama! Pek şanslı hissediyorum ayıptır söylemesi.
Şu yaşıma geldim, çoğu şey için, başkalarının “başarı” dediği
şey için ne çok didindim. Minicik bir kızken başladım çalışmaya. O zaman ders
çalıştım bolca. Sonra iş çalıştım çokça. Karınca misali kendi yükümü kendim
taşıdım. Çalıştım, üzüldüm, vazgeçtim, sonra yok olmaz dedim tekrar azmettim
durdum. Meğerse aslında tek yapmam gereken sadece gerçekten istediğim bir şey
yapmakmış. Ama ne istediğini bulmak da çok zormuş. Gerçekten ne istediğini
bulmak bir ömür sürermiş. Ne badireler atlatılır, neler neler yaşanırmış. Ne ters
yönlere girilir, ne çıkmaz sokaklardan dönülürmüş.
Debelenip durmuşum süte düşmüş kurbağa gibi. Aynı o kurbağa
gibi kaymak yapmışım sütten, üstte kalmayı başarmışım. (Burada bir hayatı tespih yapmışım şarkısı giriyor hafiften- ha hahahaa)
Şimdi Oscar alıp da teşekkür konuşması yapıyor değilim. Tüm dünya beni
tanıyor da değil. Nobel ödülü de almadım, yeni bir icat da yapmadım. Sadece minik,
küçük, sadece benim olan şu sade hayatımda kendim için attığım ufacık adımları
paylaşıyorum yazarak.
“İşitme kaybım olmasa dünyanın hakimi ben olurdum” cümlemden
“İşitme kaybımla BEN olmuşum” cümlesine sessizce geçmişim meğerse. Gökten düşen
elmadan benim payıma kalan buymuş meğerse...
Düşen elmadan kendi payınızı bulmanız dileğimle...Sağlıklı
ve mutlu hafta sonları...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder