![]() |
Ressam Vermeer'in "View of Delft" isimli tablosu |
Bugün Instagramda Ayşe Arman’ın
hesabında ne göreyim? Pegasus bir kampanya başlatmış; Çok Gezenler Klübü Pegasus’la
Lyon, Marsilya, Nice'i keşfedecek muhabirler arıyormuş!
Tam da üç gün önce dileklerimi sıramışken, ne kadar manidar değil mi? Katılmak için en
sevdiğiniz yerin fotoğrafını yayımlıyorsunuz, altına da hikayesini...En kötü ne
olabilir ki dedim kendi kendime. Blogumda yayımlayabileceğim bir yazı yazmış
olurum. En iyisi de tabi ödülü kazanmak olur, gezmek olur, yürümek olur, bir de
bunu yazmak olur.
Allah’ım ben seçileyim ne olur!
İşte Instagram’a yazacağım hikaye de burada (yazacağım
diyorum çünkü şimdi yazmaya başlıyorum):
Delft
Bence Delft Hollanda’nın kuğusudur. Amsterdam anca rengarenk
kuyruğunu açtığı zaman güzelleşen çirkin yüzlü tavus kuşu ise; Delft uzun
boynunu narince kıvırarak nazlı nazlı kanallarda yüzen asil bir kuğudur. Sessiz,
huzurlu ve temiz Arnavut kaldırımlarında yağmur altında uzun yürüyüşlerin
şehridir. Yağmur en çok bu şehre yakışır. Toprak kokar, yaprak kokar, mutluluk
kokar, huzur kokar. Bisikletle giderken saçlarını tarayan rüzgar özgürlük
kokar. Kilisenin olduğu meydandaki çınar ağaçlarının yaprakları sadece Delft
için şarkı söyler. Kanalların üzerindeki köprüler üzerinde yürüyenlere aşk
fısıldar. Duyup duymamak size kalmıştır artık.
Delft’i Delft yapan tarihi, yapıları ya da ressam Vermeer’in
orada yaşamış olması değildir. Delft’i Delft yapan oranın kendine has havası ve
sizde bıraktıklarıdır. Zaten anılar olmasa insan bir şehri nasıl hatırlar ki?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönderme