Bir süredir, bana yüz yıllar kadar uzun gelen bir süredir
arabasızım. Toplu taşımayı kullanıyorum. Son zamanlarda fark ettim ki toplu
taşıma beni besliyor. Hem yolda kitap okuyabiliyorum, hem de çevreyi gözlemleme
şansım oluyor.
Geçen gün otobüste işaret dilini kullanan bir kişi çok
hararetli bir şekilde arkadaşıyla konuşuyordu. Dışarıdan bakıldığında öylesine
doğaldı ki. Anlattıklarını sanki yaşıyordu. İşaret dilini bilmesem de konunun
ana fikrini anlamıştım. İnsan istedikten sonra ne güzel iletişim kuruyordu.
Dün sabah da otobüsün iç tarafındaki piktogram dikkatimi
çekti. İşte burada:
İlk bakışta normal bir bilgilendirme gibi görünüyor değil
mi? Benim kafam herkes gibi çalışmadığından yine farklı algıladım. Tekerlekli sandalyedeki
bir kişi= 3 ayakta duran insan gibi algıladım. Oysa orada 3 ayakta duran
kişinin yerini kaplayan tekerlekli sandalyeydi. Ona oturan kişi değildi ki. Bu bilgilendirmeyi
beğenmeyip kendi alternatif piktogramımı çizdim:
Olması gereken bu değil mi sizce de? Engelli kişileri sadece
işitme cihazına, biyonik kulağa, bastona ya da tekerlekli sandalyeye indirgemek
doğru mu? İnsanları, yeteneklerini, karakterlerini ve potansiyellerini görmezsek
o işaret dilini kullanan kişinin heyecanını hissedebilir miyiz? Olimpik
sporcumuz Gizem Girişmen’in okçuluktaki başarısı göğsümüzü kabartabilir mi? Ya
da Stevie Wonder’in şarkılarının tadına varabilir miyiz?
Bunlara yanıtınız “Hayır” ise ne mutlu bana. Sizin gibiler
yazdıklarımı okuyor diye. Benimle aynı fikri paylaşanlar var diye.
Not: Yazımı bitirdikten sonra bir hata yaptığımı fark ettim...Bulanlar yorum kısmına yazsın ;)
Not: Yazımı bitirdikten sonra bir hata yaptığımı fark ettim...Bulanlar yorum kısmına yazsın ;)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönderme