19 Mayıs 2015
A’nın düğününe gitmek için G ile elbise alacaktık. İlla lila rengi olsun dedi A. Şimdi nedime olacağız ya gelinin bir dediğini iki etmemek lazım. Ama kar kış, yağmur, çamur lila kıyafeti bu narin vücuda göre nasıl ve nereden bulacağız? Neyse efendim G ile buluştuk, arabaya bindik tam mağazaya gidecekken telefon çaldı.
A’nın düğününe gitmek için G ile elbise alacaktık. İlla lila rengi olsun dedi A. Şimdi nedime olacağız ya gelinin bir dediğini iki etmemek lazım. Ama kar kış, yağmur, çamur lila kıyafeti bu narin vücuda göre nasıl ve nereden bulacağız? Neyse efendim G ile buluştuk, arabaya bindik tam mağazaya gidecekken telefon çaldı.
Arayan kayınvalidemdi. Dedi ki “Teyzenin kızı vefat etmiş,
başın sağ olsun!”
Hangi teyzemin hangi kızı? Bilemiyordu...
Garip geldi değil mi? Yani öğreniş şeklim. Evet çok garipti.
Teyzemler ile 28 yıldır görüşmüyorduk, tabi ki teyze kızlarım ile de.
Elim ayağım karıştı ablamı aradım ağlıyordu. “Ayşe’yi
kaybettik” dedi.
28 yıl öncesinin son hatırasına gittim o anda. Upuzun dümdüz
saçları ile su gibi güzel bir genç kız. İlk T cetvelini onda görüşüm. Çizim
masasında oturuyor, bana gülümsüyor ve bir şeyler çiziyor. Sonra da Ayşe ablam
ve B. ablamla terasa çıkıyoruz...orada güneşleniyoruz. Annem ve ablamlar
etrafta yok. Neden onlarla yalnızım hatırlamıyorum. Ayşe ablam İTÜ’de okuyor,
mimar olacak. Su gibi güzel bir mimar olacak. Çok güzel ve çok yetenekli o. Çok
da kibar.
Bölük pörçük kafamdaki anı bu kadar.
Ayşe ablamın hayali bu kadar.
Hani tık diye gitti derler ya, öyle olmuş onun gidişi.
Arkasında neden, neden ve neden sorularını bırakarak. Arkasında dinlemekten
bıkmayacağımız bin bir güzel anı bırakarak.
İşte bugün Ayşe ablamın doğum günü. Yaşasaydı ben onunla
ilgili bu kadar detay bilmiyor olacaktım. Yaşasaydı teyzelerimle görüşmüyor
olacaktım. Yaşasaydı onu hatırladığım resmini bile hatırlamıyor olacaktım.
Onu kaybedişimizden önce ben onu pek tanımıyordum. Şimdi onu
anlatanlardan biliyorum. Ne kadar yetenekli olduğunu, ne kadar düşünceli
olduğunu, ne kadar iyi bir anne olduğunu, ne kadar özenli bir aşçı olduğunu,
yaptığı yemeklerin hem dişe hem göze dokunur olduğunu, mimarlığını yaptığı
yemeklerle birleştirdiğini biliyorum. Bir de şimdi...bizi birleştirdiğini
biliyorum.
Tüm ölümler keşkeleri ile birlikte geliyor. Ama Ayşe ablam
vefatıyla bile insanların hayatına sihirli değnek ile dokunan nadir biri.
Geçen 28 yılda onu hiç görmedim ama yaşadığını biliyordum.
Şimdi de onu görmüyorum ama aramızda olduğunu ve aramızı yaptığını biliyorum.
İyi ki doğdun Ayşe ablacığım. Yaşarken sana doğum günü
hediyesi almak nasip olmadı. Şimdi yapabildiğim sadece senin o güzel anına bu
satırları yazabilmek. Gördüğünü, okuduğunu ve gülümsediğini bilerek...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönderme