Müzik dinlemeyi çok sevdiğimden bahsetmiştim. Gezmek ve
müzik dinlemek kadar çok sevdiğim diğer şey ise dans etmektir. Uzun saçlı
dişlek küçük bir kızken tam anlamıyla kapı gıcırtısında oynardım. Ritm duyduğum
anda başladım göbek atmaya. Rahmetli eniştem Arap kökenliydi, o Mısır’dan
gelmiş plakları çalardı, ben de oynardım. Değişik bir şekilde ıslık çalardı;
ben yine oynardım. Yılbaşında TRT’de dansöz çıkardı, ben onunla yarışıp yine
oynardım. Hatta annem ve ablalarım derler ki bebekken “Nay nini naynay ninay da
nay” dediklerinde ben ileri geri, sağa sola dönüp popomu sallarmışım.
16.9.2015 El yazısıyla O zaman dans yazılı defter sayfası |
Biraz büyüyünce gittiğim doğum günü partilerinde dans ettim.
Daha da büyüyünce gece dışarı çıkıp dans ettim. Üniversitede dans tiyatrosu
topluluğuna girdim, ama içimden geldiği gibi dans edemedim. Koreografi denen
bir şey vardı ve ben onu hiç sevmiyordum. Neden uyacaktım ki sıralı
hareketlere? Sanırım diğer dansçılarla koordineli hareket etmek içindi. :) Neyse işte sevmedim
kendisini, araya başka şeyler de girdi, devam etmedim.
İşitme kaybım başlayınca müziğe biraz uzak kaldım. Tabi ki
ritme de...ve dansa da. Sonra etmeye etmeye uzaklaştım danstan. Onu sevdiğimi
ve dans ettiğim günleri hatırladım da bir türlü tekrar yapamadım.
Üç yıl önce işitme cihazımı değiştirdim. İki kulağımda da
kayıp olduğu için çift cihaz kullanmaya başladım. Cihazın bluetooth özelliği ve
bir aksesuarı sayesinde cep telefonumdan müzik dinleyebileceğimi öğrendim.
Cihazın bu özelliğine çok da güvenmeden bir deneyeyim dedim. Cihaz aradaki
mikrofona benzeyen aksesuarına bağlandı. Aksesuar da cep telefonuma.
Bu şekilde ilk olarak Ravel’in Bolero’sunu dinledim. Gözlerimi
kapadım, eskiden duyduğum ve bildiğim tüm notaları hissetmeye çalıştım. Tüm dikkatimi
müziğe verdim. Tüm beynimle dinledim. Evet, tekrar müzik ile tanıştım. İlk
dinlemede o kadar duygulandım ki gözlerim doldu. Tam olarak eskisi gibi değildi,
çünkü işitme algım eskisi gibi değildi. Yine de tam olarak beynimde ve
yüreğimde hissettim müziği. Yıllar sonra tekrar.
Israrla dinlemeye devam ettim. Beynimi tekrar eğitmek için. Kulak
verdiğimde hangi şarkının çaldığını anında anlamak için. Güncel şarkıları takip
etmeye çalıştım. Arada on yıla yakın bir zaman kaybetmiştim. Dağarcığıma yeni
şarkıcılar ve yeni şarkılar kattım. Şarkı dinleye dinleye başka işler yapmaya
başladım. Normalde sıkıcı olan işler müzikle daha keyifli hale geliyordu.
Ayrıca yürürken tempolu şarkılar hızımı da artırıyordu.
Bir gün ütü yaparken cep telefonumdan müzik dinleyeyim
dedim. Bueno Vista Social Club’tan Chan Chan çalıyordu. Ütü yaparken hafiften sallanmaya başladım. Bir elimde ütü,
diğer elim havada, bacaklar ileri geri gidiyor derken belim de olaya katıldı.
Yıllardır hareketsiz kalan vücudum müzikle esnedi. Şarkılar şarkıları, ütülenen
kıyafetler birbirini izledi. Beni dans ederken sadece ütü, ütü masası, gömlekler,
tshirtler ve pantalonlar gördü. Sonunda neden bu kadar yoruldum diye
düşündüğümde dans etmeye tekrar başladığımı fark ettim.
Şimdi kapı gıcırtısına olmasa da yalnızken duyduğum her
müzikte dans ediyorum. Hopluyorum, zıplıyorum, sallanıyorum, kıvrılıyorum ve kendime dönüyorum.